
MISIR - GANA 18.00 (EUROSPORT)





.jpg)







Allen Iverson (Philadelphia 76ers)
Steve Nash (Phoenix)
4 saatlik uyku ile İzmir yolcuğu ve o şantiyeden bu şantiyeye dolanırken aldığım bu haberle ne uykusuzluk kaldı ne de yorgunluk. Beklediğim transfer geçte olsa gerçekleşti. İnancımın sonsuz olduğu bu takıma güvenim şuan bir kat daha arttı. Umarım bu hamleden sonra Daddy Cool'da İstanbul kariyerini uzatmaya karar verir. Popescu, Büyük Şef Song ve çok beğenmeme rağmen hayal kırıklığından öteye gideyemen Meira'dan sonra Neill transferi ile gelenek devam ediyor. Sezon başında bonservis bedeli ödemeden transfer etmek varken € 840 bin avro ödemeye gerek varm mıydı bilemiyorum ama Galatasaray güzel işlere imza atıyor. Şu andan itibaren tek dileğim bu güzel takımın sakatlıklardan uzak bir ikinci yarı geçirmesidir.

Fatih Akın, Soul Kitchen'da da hemen hemen alıştığımız kadrosu ile çalışmış. Kadrodaki oyuncular, rollere göre çok iyi seçilmiş, burada da Monique Akın'ın başarısı söz konusu. İzleyiciyi zorla güldürmek yerine oyunculara eğlenceli roller yazarak filmi keyifli hale getirmiş. Soul Kitchen'da Birol Ünel gibi bir isim bile sizi güldürebiliyor. Birol Ünel ve diğer oyuncularla beraber Fatih Akın'ın bu anlamdaki başarısı da göz ardı edilemez. Anna Bederke ise ilk filmi olmasına rağmen oldukça başarılı. Bu performansı ile Akın'ın yeni gözdesi olabilir ve ilerleyen zamanlarda ikiliyi daha sık bir arada görebiliriz. (spoiler; diskodaki dans sahnesi harkulade) Filmin müzikleri ise yine harkulade, filmde yer alan her bir parça özenle seçilmiş ve ait olduğu sahneyle özdeşleşmiş.


Kusturica, Maradona'yı alıştığımız portrenin aksine en doğal ve samimi haliyle beyaz perdeye taşımış. Hayatı, kendi yarattığı efsanenin senaryosunu yazıp oynadığı bir filme benzeyen Maradona'nın tek hesaplayamadığı nokta ise uyuşturucu olmuştur. Hz.İsa'nın bile hata yaptığı bir dünyada futbolun tanrısınında hataları olacaktır elbet. Maradona, Claduia'ya göre eş, Dalma ve Giannina'ya göre baba, İngilizlere göre sahtekar, FIFA'ya göre uyuşturucu bağımlısı, kendi adına din kuranlara göre tanrı, Napoli, Boca Juniors ve bir çok futbolsevere göre bu güzel oyunun gördüğü gelmiş geçmiş en iyi isimdir. Böyle bir ismin duyduğu en büyük pişmalığın ise kızlarının nasıl büyüdüğünü görememek olması ibretliktir. Castro ve Che hayranı, Amerika karşıtı gösterilere katılan, efsanenin sesinden şarkı dinlemek ve çocuklar gibi şen bir halde oynarken görmek isteyenler için kaçırılmaması gerekir. Manu Chao'nun La Vida Tombola şarkısında dediği gibi "eğer Maradona olsaydım onun gibi yaşardım..."
Eric Bishop, her sabah geçmişte yapmış olduğu hatalardan dolayı yaşadığı pişmanlıkla beraber uyanmaktadır. İçinde bulunduğu ruh halinden çıkış yolu olarak uçlarda çözümler arasa da en sonunda odasında asılı duran poster ve edindiği yeni arkadaşı ile işleri yoluna koymayı başarır. Bazen herşeye sıfırdan başlamak için kendi kahramanlarımızı yaratmaya ihtiyaç duyarız, bunu başarabilenlerse içimizde şanslı olanlarımızdır. Uçurumun kenarında sallanırken hatırladığımız ve hissetiğimiz değerlerdir aslında bizi ayakta tutan. Looking For Eric , operation Cantona sahnesi ve bize hatırlattığı afinali ile yüzünüzde ufak bir tebessüme sebep olacaktır. Herkese iyi seyirler... 
