13 Ekim 2009 Salı
Çok Güzel Çok Güzel
Ligin ortasında küme düşürülen takım, oradan oraya sürü gibi görnderilen oyuncular, milliyetçi duygularla motive edilen bir milli takım ve yine hayal kırıklıkları içinde Taffarel'in kazanılmış maçların ardından futbola yeni başlamış oyuncu heyecanıyla mikrofonlara verdiği "çok güzel, çok güzel..." demeçlerini özlüyor insan. Bu toprakların gördüğü en iyi yabancı kaleci olan Taffarel güleryüzü ve samimiyeti ile bizlere futbolun içinde bulunduğu kaos ortamını unutturup futbolun hep güzel yönü olmayı başardı. Galatasaraylılar için 17 Mayıs 2000 tarihinde "tanrının eli" olan Brezilyalı kaleci çok daha büyük anlamlar ifade etse de biz futbolseverler onun gibi samimi insanları bu topun peşinde görmek istiyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Henry (ya da aklımda kalan ismiyle hanriii) deyince aklıma her zaman gelen ilk isim Taffarel. Seviyoruz, özlüyoruz başka da bi şey diyemiyorum.
Yeri her zaman ayrıdır..
ufak bir anektod aktarmak istedim.Sevgili blog sahibi Volkanda biliyor bu anıyı ama haddimize düşmese de sempatik geldiği için ilave yapmak istedim.
Rüya Takım Maçı için efsane oyunculaırmız Türkiyeye davet edildiler Prekazi Hagi Popescu Taffarel Simoviç gibi Türk efsanelerimizde ogün ordaydılar bence çok güzel bir 100.Yıl kutlamasıdır bu organizasyon neyse. Sabah kahvaltı vardır maçtan önce otele her futbolcu gelmiştir. Hatta yabancı oyuncular zaten bir gün önceden otele gelip yerleşmişlerdir.Ama Taffarel ortada yoktur. Herkes merak eder nerdedir diye Bir telefon gelir Tafonun nerde olduğu çözülmüştür ve beklenmeye başlanır,sonra kapıya bir taksi yanaşır içinden Tafo iner. İşin aslı Taffarel geç saatte Türkiyeye gelmiştir ve otel yerine evim diye benimsediği Floryaya gidip ordaki odalardan birine oğluyla yerleşip geceyi Floryada geçirmiştir.
Yorum Gönder