
Acı - Umutsuzluk - Yas



En son ne zaman sinemaya gittiğimi hatırlamayacak kadar uzun zaman geçti üstünden, hele ki bir türk filmini sinemada izlemeyeli epey olmuştu. Benim için türk sineması Fatih Akın ve Ferhan Özpetek'ten ibaretti ki onlarda ne kadar türk hissediyolarsa kendini. Geçen hafta gittiğim iki film bu fikrimi değiştirmeme sebep oldu. Çoğu sinema izleyicisinin hollywood ya da türkçe komedi versiyonu çekilmiş baş yapıt filmleri tercih ettiği bir ortamda, Bornova Bornova filmini izlerken salonda ben dahil sadece iki kişiyidik. 









Konunun üzerinden vakit geçse de düşüncelerimi yazmak istedim. Olayla ilgili Ercan Saatçi'de dahil olmak üzere hemen hemen herkes düşüncelerini belirtti. İnsanların özel hayatına tabi ki saygı duyuyorum ve kapalı kapılar ardında iki insan! arasında geçen konuşmalarlada bu insanları sorgulayamam. Yalnız burda asıl sorun Ercan Saatçi'nin süt dökmüş kedi masumiyetine bürünüp özrünün kabahatinden beter olması. Bu yaşa gelmiş bir insan evladının ortamda kameralar varken bu kadar rahat ve sorumsuzca davranmaması gerektiğini bilmesi lazım. Tabi ki de arkadaşlar arasında konuşurken küfürlü konuşabilir ama kameraların olduğu ortamda bu sorumsuzluğu gösterirseniz 3 sene değil 10 sene sonra da karşınıza bir tip videolarınız çıkabilir. İki sene önce Ali Sami Yen'de oynanan Galatasaray - Fenerbahçe maçında eski açık tribünün yaptığı kareografi çalışmasını örgüt bayrağı sanan zihniyettende fazlasını beklemek aptallık olur sanırım.



