21 Haziran 2010 Pazartesi

And The Oscar Goes to ....


Geride bıraktığımız sezonda bir çok kere bu tarz sahnelere tanık olduk. Sahnelerin hemen hemen hepsinin baş aktörü Abdul Kader Keita idi. Keita, birkaç dakika önce darbe aldığı rakibine birkaç dakika sonra acımasızca dirseği yapıştıracak, yumruk atacak kadar bu oyunu sevmiyor bence. Eriksson, Keita'ya ne taktik verdi bilmiyorum ama Keita sanki sahada sırf bir Brezilyalı oyuncuyu, özellikle Kaka'yı, attırmak için uğraşıyordu. Keita takımı lehine skoru değiştirmede başarılı olamadı ama Kaka'nın kırmızı kart görmesini sağladı. Ne yazık ki dünya kupası maçında iki Galatasaraylı oyuncunun forma giymesinin mutluluğunu yaşamak yerine Keita'nın kısa filminin utancına tanık oldum. Michael Bastos'a bir pozisyonda yaptığı hareketi birileri Keita'ya yapmış olsa eminim saatlerce yerde kıvranırdı. Keşke mevcut yönetimde birileri nasıl bir oyuncuya sahip olduklarının farkında olup o formaya yakışmayan bu isme gereken uyarılarda bulunsa ya da kapı dışarı etse. Fildişi Sahili Milli Takımı, Bugün Portekiz'in Kuzey Kore'ye yedi atmasının ardından büyük ihtimalle bavullarını toplamaya başlamıştır ve ne yazık ki Keita'da en iyi oyuncu oskarı ile yeni sezon hazırlıklarına Florya'da start verir.

Hiç yorum yok:

 
Site Meter