27 Mayıs 2010 Perşembe

Tuhaf İşler Kulübü


Hayalkırıklıklarıyla dolu bir sezonun ardından, mutlu olabilmek için Rijkaard'ın takımda kalması ve Neill'in varlığı, bir de uzun zamandan sonra oyuncu satabilmeyi başarmaktan başka sebebim yok. Önümüzdeki sezon açılışına kadar da olabildiğince transfer söylentilerine, asparagas haberlerden uzak durmaya çalışacağım.

Sıfır kupalı bir başka sezondan sonra, son yıllarda alıştığımız üzere Galatasaray yeni sezon hazırlıklarına hızlı başladı. Yaşanan gelişmelerden anladığımız üzere, bonservissiz oyuncu transfer etme mantalitesi hala devam etmekte. En azından geçen sezonun aksine (Gökhan Zan, Leo Franco) bu seneki tercihler (Mehmet Battal, Ali Turan, Serdar Özkan) biraz daha umut verici. Sezon biter bitmez gönderilecekler listesinin tepesinde yer alan Leo Franco'yu transfer eden zihniyete karşı taraftarlar umarım tepkisiz kalmazlar. Aynı şekilde "cam adam" Gökhan Zan transferi de arada kaynamaz.

Haldun Üstünel'in Kewell hakkında yaptığı açıklamalar ise kafalardaki soruların sayısını daha da arttırdı. Tüm sezon sabredip, sezon sonunda bu açıklamayı yapmak nasıl bir vizyon ister bilmiyorum. Kewell'ın kalmasını sadece taraftar baskısı sağladıysa, üzülerek söylemeliyim ki gitmesi daha faydalı olur iki taraf için de. Meira'nın satılıp takımın stopersiz bırakılmasından, sonra geçen sezon devre arasında Nonda'nın gönderilip forvetsiz kalınması bence Galatasaray'da bazı taşların yerine oturmadığını gösterir.

Nonda gitmezse herşey farklı olurdu ya da Kewell oynamayacaksa gitmeliydi tartışmaları yapmak şuan için çok geç olsa da, Üstünel'in açıklamaları gerçekten de şaşkınlık verici. UEFA kupasını kazanmış, takımın başında Rijkaard ve Neskeens gibi isimlerin olduğu bir kulüpte bu tarz gelişmelerin yaşanması zaten iyice azalan güzel günler yaşama umudunu bitirme aşamasına getiriyor.

Denizlispor'dan transfer edilen Çağlar Birinci her ne kadar ihtiyaç olunan bir bölgeye yapılmış transfer gibi gözükse de, bu transfer karşılığında Denizlispor'a bonservisleriyle gönderilen altyapıdan çıkmış dört oyuncu için, Murat Akça(19), Serdar Eylik(20), Semih Kaya(19) ve Erhan Şentürk(21) için Rijkaard ve Neskeens'in kararına güvenmekten başka alternatif göremiyorum, ki umarım bu kararı teknik heyet vermiştir. Altyapıdan bu kadar oyuncu çıkması sevindirici olsa da diğer tarafta da bu isimleri bolca etrafa dağıtmak kafaları karıştırıyor.

Futbolda bunlar yaşanırken, "skandal" bir sezonun ardından ligde kalmayı başaran takımın, hatta play-off'u bir galibiyetle kaçırdılar, en önemli yerli parçası olan Evren Büker'i Trabzonspor'a kaptıran erkek basketbol şubeside, futboldaki meslektaşlarını aratmıyorlar. Kadın basketbol takımında ise, Fenerbahçe'den ayrılışı olaylı olan,daha sonra Galatasaray'a geri dönen Zafer Kalaycıoğlu ile yollar ayrıldı. Fenerbahçe camiası ile bu kadar tartışmaya girip bu transferi gerçekleştirdikten sonra bu kadar kolay vazgeçilmesinin ardında umarım planlı programlı alınmış kararlar vardır. Bu kadar düşündürücü gelişmenin yanında hiç mi güzel gelişme yaşanmadı derseniz, Radoslav Rancik'in sözleşmesi 2 yıl daha uzatıldı ve Simone Agustus bu sene sarı kırmızılı forma ile tekrar izleme şansı bulacağız.

Hiç yorum yok:

 
Site Meter